30 Ağustos 1922, Zafer Günü
“ 98956 tüfek / ve şoför Ahmet’in üç numrolu kamyonetinden / yedi buçukluk şnayderlere, on beşlik obüslere kadar, / bütün aletleriyle / ve vatan uğrunda, / yani, toprak ve hürriyet için ölebilmek kabiliyetleriyle / Birinci ve İkinci Ordu’lar / baskına hazırdılar.” (Sayfa 113, Kuvayi Milliye Destanı/Nazım Hikmet ) Adatepe... Yüzbaşı Abdülhadi Beyin Piyade Bölüğü, bu gün yaptığı taarruzlarla ancak dört saat kadar direnen düşmanı bütün silah ve donanımını bıraktırıp dağa doğru kaçırtmıştı… Teğmenliğinden beri Anadolu bozkırlarında yayan, çarıksız, ilaçsız ve zaman zaman ekmeksiz kalan bu kahramanlara bu olanaksızlıklar içinde komuta etmekten bıkmıştı. Amasya Carcurum’dan Batı cephesine gelişleri rezillikti. Bozgundan zafere, Dumlupınar’a dokuz yıldır yürüyordu, daha da yürüyecekti… Biraz önce Mustafa Kemal Paşa gelmiş, bölük mevzilerinin sağındaki Alay gözetleme yerinden düşmanı gözetlemeye başlamıştı… Musullu Abdülhadi Bey, Mustafa Kemal Paşa’yı ilk kez cephede görüyordu. Açlığını, su