Kayıtlar

Eylül 26, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKMAK

Bürokrasinin suratındaki nemrutluk bize Osmanlı’dan kalmadır. Çetin Altan ne der bilmem ama (kabuk devlet, güler yüzlü hizmet, köylerde tenis oynamak falan der ya.) devlet memurları öteden beri emrine girdikleri devlet adamlarından bir adım önde olmuşlardır ciddiyette. Ciddiyet dediğim ise somurtkanlık olmadığı gibi ben bilirim, bensiz olmaz, ben devletin sahibiyim demek de değildir. Konunun çözümlemesini daha önce yapmış ve yapacak olanlara bırakıp, diyeceğimi bir an önce diyeyim: Devlet adamı görevi esnasında demokrat olmak zorundadır, devlet memuru ise demokrat olmamalıdır. Memur devletin emrinde diğeri ise devletin yönetimindedir. Devletin sahibi ise devletin kurulduğu topraklarlar üzerinde yaşamını sürdüren halktır. Dünyanın her yerinde ve her çeşit rejimde memurun görev yaparken göstereceği az biraz hoşgörü bile görevi savsaklar. Bazı durumlarda bu hoşgörü, farkında olmadan vatana ihanete kadar gidebilir. Son günlerde bir-iki emekli askerin ve eski bürokratın söyledikleri, yaz