Kayıtlar

Haziran 23, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİR HAZİRAN AYAKLANMASI SONRASI OLUMSUZCA DÜŞÜNCELER

12 Eylül 1980 günü sabahından günümüze kadar yapılmış bütün seçim, plebisit, halk oylaması ve diğer benzerlerin birer aldatmaca olduğunu bildiği halde hala seçimlerden söz edebilen bir genç kitle varsa bu memlekette, benim gelecek için umudum yok! Gezi Parkı ayaklanmasında ölen 4 kişinin, gözü çıkan 11 kişinin, sakat kalma olasılığı güçlü 61 kişinin ve yaralanan 8.000 kişinin hesabını hiç kimse vermeyecektir. Göreceksiniz, hiç kimse de sormayacaktır!   “Direne direne kazanacağız!” ya da  “Biz kazanacağız!”  demekle hiçbir şey kazanamadığımızı gördük. Yanımızda işlenen cinayette katil serbest kaldı, biz görgü tanığı olarak tutuklandık. Halk ayaklandı dedik, oysa Taksim’de sınıf mücadelesi diyerek yola çıkan sendikalar yani işçiler, yerlerini bir saat sonra irili ufaklı genç düşünce çocuklarının rengârenk flamalarının dalgalanmalarına bıraktılar. Bundan da Tayyip nemalandı: ”İçişleri bakanıma talimat verdim 24 saat müsaade, paçavralar inecek dedim… Bakın indirdim!” diyebildi

DEVRİMCİ KALMAK ZOR İŞTİR

Statüko, muhafazakarlık ve yobazlık arasındaki ayrıntıyı milli demokratik devrimcilerin bilmesi önemlidir. Her muhafazakar yobaz değildir.  Devrimci ise muhafazakar olamaz. Muhafazakarları anlayanlar devrimi başarırlar. Önce Cumhuriyetçi olunmalıdır. Sonra; Milliyetçi, Halkçı, Laik, Devletçi ve en sonunda da Devrimci... Daha sonra, milli bağımsızlık, milli birlik, çağdaşlık, insanlık, bilimcilik, akılcılık ve milli egemenlik gelir. Bütün bunları özümsemeden ayaklananlar ancak şuurlu ya da şuursuz anarşistlerdir. Nefesleri bir zaman sonra tükenir, onları tüketirler... Bölücülük ve dincilik anarşizmin başlangıcıdır. Eline silah alanlar derhal yok edilmelidir. Bu olaya en akılcı ve en edebi bakan Nazım Hikmet'tir: "...İçerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsin / kuyunun dibindeki taş gibi / fakat öbür tarafın / öylesine karışmalı ki dünyanın kalabalığına / sen ürpermelisin içerde / dışarda kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa..." C.U. (iki yıl önceki notum)