COĞRAFYA, ETNOGRAFYA, ÜTOPYA VE YARINKİ SEÇİM
Yarın seçim var. Her yıl seçim olması, her seferinde seçemediğimizden ya da seçmeyi çok sevdiğimizden kaynaklanıyor. Seçiyor muyuz, seçemiyor muyuz bilmiyorum ama seçenin de seçilenin de seçimler hep hoşuna gidiyor. Bence bu olayın doğrudan ya da dolaylı demokrasiyle falan pek ilgisi yok. Seçemiyoruz da seçilemiyoruz da boşu boşuna masraf yapıp duruyoruz. Yetmiş yedi yıllık yaşamımda nice seçimler gördüm. (77’yi sanki çok bir görmüş geçirmişlik gibi söyledim. Oysa 777 yıllık devletler hala genç ve taze duruyor bu dünyada) İlk kez sandığı Bingöl’de görmüştüm. 1961 Anayasasının halk oylamasıydı. 14 yaşındaydım, muhafızı olarak annemle sandığın olduğu okula oy kullanmaya gitmiştik. Babam bir başka okulda sandık görevlisiydi. İlk okul öğretmeni olan anneme, eve gitmeyi beklemeden evet mi hayır mı kullandığını sınıfın kapısında, hemen sormuştum. Oy gizlidir diye terslemişti. Üzülmüştüm. Çok sonraları etraf duysun diye öyle yanıtladığını söylemişti. Bingöl’deki bu seçim aklı başımda ilk