Kayıtlar

Ekim 23, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İÇ KANAMA...

Resim
Erciş’te bir Pazar öğle zamanı, saat biri kırk geçiyor… Henüz yapraklarını dökmemiş kavakların yeşilinde parlak, güneşli bir sonbahar günü… On üç yaşındaki Yunus, masalara eski bilgisayar kasaları konulmuş internet kafe denen yerde bir başka dünya, bir başka âlemde… Saat on üç kırk bir… Yer sarsılıyor, Yunus’un dünyası başına yıkılıyor. Çevre zifiri karanlığa bürünüyor, ekrandaki hayaller kayboluyor, bağırış çağırış ve inlemeler karanlığın içine içine giriyor. Yunus korkuyor… Demin yanındaki masada bilgisayara bir şeyler yazan adam şimdi Yunus’un üstünde inliyor. Yavaş yavaş adamın inlemeleri sönüyor, Yunus adamın bedenini yana kaydırmayı başararak biraz olsun üstündeki ölü ağırlığından kurtuluyor. Deminden beri içine çekemediği havayı almaya başlıyor, neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Saat öğleden sonra üç… Yunus’un karanlığına bir ışık sızıyor. Işığın yönünde arka taraflarda insan sesleri… “Kardaş, aha burada, burada… Vur kazmayı buraya, burada birisi var.” Umut sızan parlak delik