BEN Ü SEN (Diyarbakır'da surların dibindeki bir mahalle)
Önce insan diyebilmenin sonucu önce vatan diyebilmek olmalıdır... İnsan sevdikleriyle ve anlaşabildikleriyle yaşar. O yaşama zemini ise bir vatandır. Vatan ve insan kavramları hele barış kavramı kirletilmemelidir. Barışı isteyenler yalnızca Kürtler ve sadece akademisyenlerin çok az bir kısmı değildir. Baba barış için savaşırken kızı da barış için savaşılmamasını isteyebilir, bu şaşırtıcı değildir.. Sonuçta resmen ve fiilen bir savaş sürmektedir. Zaten “savaş yok” dedikçe kendimizi kandırdığımız için şimdi meskûn mahallerde kendi kendimizi boğazlamaktayız. Yapılması gereken önce silahı çekenin silahı bırakması, bırakmıyorsa zorla (ve ne yazık kanla) bıraktırılmasıdır. Silahla başlanan bir kalkışmanın silahsız sona ermesi dünyada görülmemiştir. Savaşın bitmesi, meskûn yerlerde muharebe eden devlet güçlerinin (ki onlar kışkırtıldığı gibi sarayın güçleri değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güçleridir ve milletin çocuklarından ibarettir.) muharebelerden zaferle çıkmasına bağlıdır