Kayıtlar

Aralık 8, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARİFİYE'NİN DEĞERİ

Arifiye denildiğinde aklımıza iki kurum gelirdi; biri Köy Enstitüsü diğeri de Tank Palet Fabrikası. Köy Enstitüsü 1940’da kuruldu ve 1950’de göçtü gitti. Cumhuriyetin ilk Askeri Fabrikası ise kasabanın doğusundaki topçu kışlasında 1973 yılında kuruldu ve o da galiba bu yıl göçüyor toplumsal yaşamımızdan.  Eskiler birincisini kurtaramadılar aksine yok ettiler, şimdikiler biraz ilgi ve dikkat ederlerse ikincisini kurtarabilirler. 1960-70 yıllarında Harbiye’den mezun olmuş bizim kuşak subayların hafızaları güçlüdür. Geçmişi unutmayan, unutamayan bizler, “bizim zamanımızda” diyerek konuya girmek istemeyiz.  Ancak şimdiki Türkiye’de askerlik biliminin aşağıdaki bilgilerini anımsayan birçok emekli general, subay ve astsubay hala yaşamaktadır. Lojistik, bir komutanlık sorumluluğudur Bilindiği gibi Türk Ordusu’nda, harp silah ve araçlarının bakım ve onarımı kademelendirilmiştir. Periyodik bakım (günlük, aylık, üç aylık, yıllık bakım) ve onarımlar bu kademelerde yapılır ve malzemenin değe

Tütengil Hoca (07 Aralık 1979)

Askeri Lise’de okurken, cumartesi ve pazar günleri folklor çalışmaları için Cağaloğlu’ndaki Türk Talebe Birliği binasının kapalı spor salonuna giderdik. Bir gün kızlı erkekli arkadaşlarla çalışmamız bittikten sonra gittiğimiz Beyazıt’taki Beyazsaray denilen kitapçıların bol olduğu bir iş hanındaki düğün salonunda konferansını dinlemiştim. Birisi bizi götürmüştü ama hocalardan mı yoksa öğrencilerden mi unuttum. O gün hayran olmuştum hocaya. Sonra da gazetedeki yazılarına hayran olduydum Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’in. İyi, cesur ve vatansever bir profesördü. Bir o kadar da alçakgönüllüydü. O yaşlarda en azından bana öyle gelmişti… Yıllar sonra bir kış günü Levent’teki sokağın ortasında, çantası yanında, yüzükoyun asfaltın üzerinde yattığında hocayı ikinci kez görüyordum. İkiden fazla katilin çapraz ateşinde kalmıştı. Katillerin amacı, kalleş pusularında yaralı bırakmadan oracıkta öldürmek olduğu belliydi. Telsiz merkezi “Olay yeri; Levent, Sülün Sokak efendim.” dediğinde dah