Kayıtlar

Haziran 21, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NE YAPMALI? (Gene ayni soru!)

Bu Hükümetin hükmettiği falan yoktur, inanmayın! Bu hükümet beş yıldır Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetmiyor, devleti yiyip bitiriyor. Gündemi elinde tutmasını çok iyi beceren Tayyip ve ekibi Türk insanının neyi isteyip neyi istemediğini de gayet iyi biliyor. Nasıl hükümet olduğunu da altıncı yılında unuttuk gitti. Bu cihanda onların meşrulukları tartışılmadı mıydı? Demokrasi korkutmasıyla devlet yok ediliyor, özgürlükler adı altında millet bölünüyor, laiklik ortadan kaldırılıyor, güncel olaylarla halk oyalanıp uyutuluyor. Satılmışı da vatanseveri de gazetelerin ve televizyonların tamamı asker ve hükümet arasındaki olayları pompalıyor ve dedikodu üretiyorlar. En yaşlı ve en yurtsever bildiğiniz yazarın yarınki yazısına bir bakın, dedikodunun çözüm üretmenin yerine geçtiğini göreceksiniz. Bu akşamki çanak sorulu oturumu da izleyin zamanınız çatarsa, bol bol güleceksiniz... Beş yıldır bu hükümet işsizlere yeni işsizler katmaktan (%24), vatan topraklarını satmaktan (%50) ve milli eğiti

Gazete "CUMHURİYET" olmalıdır.

Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün buyruğuyla kurulan tek gazetedir. Son birkaç yıldır üzülerek görmekteyiz ki Cumhuriyet Gazetesi Kemalist tutumunu ve sosyalizm yolundaki işlevini yitirmekte, giderek değişmekte ve diğer bulvar gazetelerine benzemektedir. Bu kötü benzeşmenin, kötü gidişin ve tehlikenin farkında olan birçok gazete okuru olduğunu bildiğim için sizlere bunları yazıyorum. Bakın, Haluk Tarcan “Ne oluyor? Cumhuriyet erozyona mı uğruyor?.. Yoksa misyonu mu sona erdi? Belki de ihtiyarladı, yoruldu, nefesi kesiliyor…” diye soruyor. Banu Avar,“Cumhuriyet gazetesi, elindeki mücevherleri bir bir harcayan yoksulluğa mahkum yaşlı saraylı kadın görünümünde. Olmayacak kişilere güveniyor, olmayacak kişilere yazdırıyor, olmayacak kişileri sayfa dışı bırakıyor...” diyor. Serdar Ant,“Gazetemizde reklam ve ilan değil, yurtsever aydınlarımızın ciddi ve içerikli yazılarını okuyalım. ‘Ek’ adı altında özel şirketlerin tanıtım broşürlerini değil de Strateji dergisini her hafta yeniden

MİTİNG

Miting dediğimiz olay insanların sokaklara güruh halinde dökülüp bağırıp çağırması mıdır? 14 Mayıs 1919 gecesi İzmirlilerin maşatlıkta toplanmaları ve ertesi günkü işgali telin etmeleri vatansever kişilerin örgütlü korumalığında olmamış mıdır? Türk Ocağının İzmir Şubesi örgütlememiş midir o mitingi? İşgal mukadderdir, Vali ve Kolordu Komutanı teslim bayraklarını açmışlardır ama başkaldırmak da mukadderdir. O gün başlatılan başkaldırıda mitingi düzenleyenler (öğretmenler, gazeteciler, subaylar ve esnaf) bakın her yöne çektikleri telgrafta ne demişler: “İzmir ve Aydın Vilayetlerinde yaşayan nüfusun büyük çoğunluğu Türk’tür ve Wilson Prensiplerinin 12nci maddesine göre bu vilayetlerde başka bir milletin yönetimi kabul edilemez. Bildirgenin altında isim ve imzası bulunan kişi, kurum ve kuruluşlar, milletler Cemiyeti’ni oluşturan devletlerden adalet bekliyor ve bu vilayetlerdeki Türk egemenliğinin kaldırılmayacağına inandıklarını belirtmektedirler. Bu vilayetlerdeki bütün Türkler, insanca