Kayıtlar

Ağustos 28, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANADOLU'DAKİ SON SAVAŞ

Resim
Adatepe... Yüzbaşı Abdülhadi Beyin Piyade Bölüğü bu gün yaptığı taarruzlarla ancak dört saat kadar direnen düşmanı bütün silah ve donanımını bıraktırıp, kuzey batıdaki dağlık bölgeye çekilmeye zorlamıştı… Musullu Yzb. Abdülhadi Bey teğmenliğinden beri Anadolu bozkırlarında yayan, çarıksız, ilaçsız ve zaman zaman ekmeksiz kalan bu kahramanlara bu olanaksızlıklar içinde komuta etmekten bıkmıştı. Amasya Carcurum’dan Batı cephesine gelişleri rezillikti. Bozgundan zafere, Dumlupınar’a dokuz yıldır yürüyordu, daha da yürüyecekti… Biraz önce Mustafa Kemal Paşa gelmiş, bölük mevzilerinin sağındaki Alay gözetleme yerinden düşmanı gözetlemeye başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa’yı ilk kez görüyordu. Açlığını, susuzluğunu unuttu, askerlerine döndü baktı… Hayret! Hepsinin gözleri, biraz önce gördüğü Komutanın gözleriyle bire bir aynıydı… Şimşek gibi bakıyorlardı! Sanki bütün askerlerin gözleri birden çakırlaşmıştı… “30 Ağustos 1922 saat 18.30… Güneş Murat Dağı’nın ardında kaybolup akşam alacası çökerke

YÜZ YIL ÖNCEKİ TÜRK ORDUSU

Resim
Büyük Taarruz günlerinin kısa özetiyle belleklerimizi tazelemenin zamanıdır. Türk Ordusunun işgalden önce nasıl dağıtılıp terhis edildiği, işgal günlerinde nasıl yerle yeksan olduğu sonra da nasıl toparlandığı, işgali ve isyanları nasıl söküp attığı gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılmalıdır. Önce kurtulduk mu yoksa önce kurulduk mu tartışmaları yapılır. Aslında bu tartışma yersiz ve tartışmacıların kendilerini kanıtlama isteklerinden başka bir şey değildir. Elbette önce 23 Nisan 1920’de Ulusal Meclis kurulmuş, sonra Türk Ordusunun kadro ve kuruluşu tamamlanmış, daha sonra 26 Ağustos 1922 günü şafakla Büyük Taarruz başlamış ve 9 Eylül’de İzmir’le birlikte yurdun tamamı kurtulmuştur. Ulus olarak işimiz 11 Eylül’de Mudanya’da bitmemiş, 24 Temmuz 1923’de Lozan’da devam etmiş, 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilan edilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşunu tamamlayarak bağnazlıktan, gericilikten ve küresel sermayeci, yayılmacı güçlerin emellerinden kurtuluş yeniden başlamıştır.

26 Ağustos 1922, (100 ncü yıl dönümü kutlu olsun!)

Resim
"Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır / ne ağaç, ne kuş sesi / ne toprak kokusu vardır. / Gündüz güneşin / gece yıldızların altında kayalardır. / Ve şimdi gece olduğu için / ve dünya karanlıkta daha bizim, / daha yakın, / daha küçük kaldığı için / ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten / evimize, aşkımıza ve kendimize dair / sesler geldiği için / kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi / okşayarak gülümseyen bıyığını / seyrediyordu Kocatepe'den / dünyanın en yıldızlı karanlığını..." (Sayfa 101, Kuvayi Milliye Destanı/Nazım Hikmet ) İşte o andan sonra boğaz boğaza bir savaş başlıyordu ovalarda... İşte o andan sonra İngiliz hükumeti anladı ki, dokuzuncu haçlı ordusu olarak kullandıkları Yunan ordusunun komuta kademesi inançsız, erdemsiz ve dirayetsizdir. O andan sonra Mondros ve Sevr tarihin çöplüğüne atılıyordu! O andan sonra ümmet, millete dönüşüyor, çağ dışı ve karanlık bir dönem sona eriyor, aklın ve bilimin yolu açılıyordu! Bir daha çekirgeler bile işgal edemeyecekti Ana