CUMHUR UTKU

"Yalnız biz değiliz ki kendimiz... Varlığımızın bir parçası vatanımız, bir parçası ailemiz, bir diğer parçası da dostlarımızdır!" Platon Yavaşça değil göstere göstere aklını yediler bu milletin... Şimdi methiyeler düzdükleri Erbakan'ın çakal sürüsü dediği takım, 17 yıldır kalbimizi nasıl kör edeceğini bilerek, çok planlı bir şekilde geldi başımıza...   Yavaşça ısınan suda haşlanan kurbağa gibi değil, cozz diye attılar bizi kaynar kazana.   Sabah önünden geçtiğim İmam Hatip Okulu bahçesinde topladıkları fakir fukara çocuklarına, hep birlikte Türkçe dua okutuyordu öğretmenleri; "Afrin'de bizim için şehit olan kahramanlarımızın günahlarını affet Allahım!" diyordu...   Bizim için mi? Kimdik biz? Öğretmenin biz dediği onlardı. Cuma sabahıydı... Her bir çocuğun gözleri feri sönmüş birer 'bomba çukuru' olmuştu.  Kaldırıma yığıldım kaldım. Okulun bahçesinde cesedim.. . https://www.youtube.com/watch?v=zV3G6b6xuWk&index=136&list=PLjsGOmVgi5yCM

"Düşündüğünü söylemekten korkmaya başladı mı kişi; düşünmekten de korkmaya başlar!" (Vedat Türkali demiş..) Deve "Nerem doğru ki?” demiş ya, işte öyle… Biz emekli askerler Türk Ordusunun çöküşüne vah vahlanırken, 20 yıl içinde Milli Eğitim sistemimizin bütünüyle çoktan çöktüğünü unutuyoruz. Çoğunlukla işe yaramaz Üniversitelerde, işe yaramaz diplomalar vererek, diplomalı işsizler ordusunu nereye koyacaklarını bilemeyen diplomasızlar, Harp Okullarını da elbette kendilerine benzeteceklerdi.  Suçlu; ezilmiş, arada kalmış, teknolojik ve sosyolojik ilerlemeler karşısında şaşırmış, sivili ve askeriyle, bizim altmış sekiz kuşağıdır. Şu soruyu gençlik yıllarından beri duyarız:  "Bu memleket ne zaman adam olacak?"  Yanıtını hep kendi kendime, sessizce vermişimdir:  "Bütün savcılar ve bütün yargıçlar, yürürlükteki yasalarla ve vicdanlarıyla baş başa kaldıklarında..."  Savcılık ve yargıçlık, devletin geleceği için en değerli ve en önem