HAYDİN!


"Ayağa kalkın!" dediğimizde herkes "he, hee.." dediydi de Fethullahın savcısı vay sen misin demişti. Bir Cumhuriyet yargıcına düştüydüm, beraat dedi.
Ama o savcı durmadı, bir üst mahkemeye itiraz etti.
Şimdi hala davalıyım...
Benim etkim ve yetkim ne ola ki? Kimi ayaklandırabilirdim ki?
Şimdi memleketi fosseptik çukuruna çevirenler, malı götürenler ve yeni çakallar, soysuz hırsızlar birbirini ihbar edip kirli çamaşırlar ortaya çıktıkça, neden duruyor gençler?
Esas gençlerin ayaklanması gerekmez mi?
Geceler çok mu soğuk?
Sokaklarlarda ve meydanlarda yürümek ve "HÜKÜMET İSTİFA!" demek için Haziranı mı beklemek gerek?
İşte ben ve benim gibi emekliler ancak buradan bağırabiliyoruz "HAYDİN!" diye...
Haydin gençler, haydin işçiler, haydin meydanlara!
Üniversiteler, fabrikalar, bağlar, bahçeler, haydi...
Ne duruyorsunuz daha?
Eğer o muhteşem Haziran Ayaklanma'nızı Ocak ayında da bütün yurtta sürdürürseniz, kendi hesabıma, yanmayan namerttir!
Haydi!
CU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI