43 YIL ÖNCEKİ VATANDAŞ İSTEKLERİ

27 Mayıs hareketi önderlerinden, E.Alb., Senatör, rahmetli Suphi Karaman'a 1965 yılında bir vatandaş tarafından gönderilen mektubu aşağıda sunuyorum. Kendisi bu mektubu belki de yol gösterici bulduğu için ölünceye kadar saklamış.
Mektubu yazan İzmitli hemşerim Mustafa Bekiroğlu'nun görmüş geçirmiş yaşlıca bir zat olduğu anlaşılıyor. Yazan da alan da ışıklar içinde yatsın!
Aradan - şimdiki ekonomiden sorumlu devlet bakanının yaşından daha - çok yıllar geçmiş. Bir ömür geçmiş. 43 yıl, yüzyıl başlarında ortalama insan ömrü idi Türkiye'de... Mektupta tek bir değişiklik yapmadım. Olduğu gibi kopyaladım.
Bence doğru yargılardır yazılanlar ve mektubun sonundaki istekler, vatandaşlarda hala devam etmektedir. Mektubun yazıldığında şimdi muhalefet ya da iktidarda olan siyasetçilerimiz kaç yaşındaydılar? Mektup hakkında ne düşünüyorlar? Sormak isterdim...
Zaman geçti (mi?)
Türkiye için çok kötü bir yıl olan 2007'nin unutulmamasını, 2008'in ise Cumhuriyet Devriminin devam etmesi için bizlere fırsat yaratan bir yıl olmasını diler, saygı ve sevgilerimi sunarım.

Pek Muhterem beyefendi,
Güzel ve memleket sever yazılarınızı gazetelerde okuyoruz. Bir Türk olarak bazı endişelerimi size ve şahsınızda Tabii senatörlere arz etmek istiyorum.
Cumhuriyet’te İlhan Selçuk’un bahsettiği Dazkırı faciasını okumuşsunuzdur. Bu bir yobazlık hareketinden ziyade, sistemli bir kürtçülük hareketidir. Din Devlet elinde bir kuvvet olması icab ederken, hangi sefillerin, hangi melunların pis emellerine alet olmaktadır. Görünüyor. Biz Türkler kürtlerin temessülü (özümlenmesi) için ne yapmaktayız!.. Amerika bile göçmenleri 7 göbek geçmeden salahiyetli mevkilerde vazifelendirmemektedir. Bugün kürt asıllı hakimler arazi davalarında açıkça taraf tutmakta Türklerin doğudan kaçırılmasına çalışılmaktadır. Doğu kürtleşmektedir. İleride bölünme (Allah göstermesin) kolayca olabilecektir. Kürtçülükten sanık kimseler Millet vekili olmaktadır. Bunlar aşiret geleneklerine uyarak birbirlerini tutmakta, icap ettiği kadar para da yedirerek gayelerine ulaşmaktadırlar. Vilayet ve Kaymakamlık kalemlerinde (galiba 3917) meni muhakeme hükümleri onlar lehine işlemektedir. Zavallı Türkler her yerde ezilmektedirler. Doğuda yerli memurlar, hükümet otoritesinin yerleşmesine engel olmaktadırlar. Hele kürt asıllı öğretmenler kürtce tedrisat yapmaktadırlar.
Kürt şeyhleri, tıpkı Rum papazları gibi milli hisleri tahrik ederek Türk düşmanlığı aşılamaktadırlar. Batıda bir ailenin en çok 3 çocuğu vardır. Kürtlerde (2-3 evli dinlerde) her evde 10 çocuk normaldir. Türkçe konuşmazlar. 50 sene sonra zaten ekseriyet onlara geçecektir. Böylece bahsettiğimiz özgürlük Türklüğün yok olması için, kendi kendimize onlara verdiğimiz en büyük silah olacaktır. Çok büyük gaflet içindeyiz. Ve şunu biliniz ki, onlar Burgiba gibi Türkler bize iyi bir vasi oldular da demeyeceklerdir. Doğunun Türkleşmesi zaruridir. Doğuya karadenizli göçmen göndermek ve yerleştirdikten sonra da onları katiyen mukadderatları ile baş başa bırakmamak lazımdır.
2510 sayılı kanuna göre, göçmenlere verilen araziler, 10 sene sonra satılabilmektedir. Bunları şarkta hep kürtler almış, oradaki Türkler azlıksa, kaçırtmışlardır. Bir tetkik ettirin. Binaenaleyh kanunda değişiklik yapılarak bu satışlar Devletin muvafakatine bağlanmalı giden göçmenin yerine yine bir Türk göçmen getirilmelidir. Kıbrıs’ta Türk’lere oynanan oyun, burada içimizde bize oynanmakta ve biz işin önemini kavramamaktayız, ne büyük gaflet.
Bir harp bizim için şimdi çok tehlikelidir. Türkiye iki ateş arasında kalabilir. İstanbul’dan Rumların ve patrikhanenin diplomatik yolla defi ve trakyadaki Türklerin getirilmesi zaruridir.
Ezan Türkçe, hatta ibadet Türkçe olması şarttır. Başka türlü dilimizi yayamayız. Asırlardan beri çeşitli toplulukları temessül edemeyişimizin sebebi budur.
Tasarruf bonolarının yatırıma tahsisi için çalışın. Cari masraflarda kullanmasınlar. Fabrika yapsınlar.
Yabancı şirketlerle özel teşebbüs yerine, yerli (hiç olmazsa) özel teşebbüse önem verilsin.
Amerika ile dost olmayı anladık ama hiç olmazsa esir olmayalım. Türkiye’de bütün pazarları ele geçiriyorlar. Dikkat edin, Devlet ve Hükümet adamlarını ikaz edin Allah’ınızı severseniz.
Hürmetlerimi arz ederim.
İnşallah yeni sene Türkiye’ye mutluluk getirir.
İzmit - 2.1.1965 - Mustafa Bekiroğlu

Cumhur UTKU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI