KIŞKIRTICI HABERLER

“Gölcük Donanma Komutanlığı Karargâhındaki döşeme altından çıkan dokuz çuval belgenin içinde bazı amiral hanımlarıyla ilgili bilgiler var.”

Leventlerin komodoru olsaydım eğer, önce şu Ankara’daki Karargâh binasının duvarına kazınmış sivil elbiseli Mustafa Kemal Atatürk’ün rölyefini mareşal üniformalı hale getirir, kuyruklu imzasını da düzelttirirdim.

Sonra da Oran’a çıkar TRT’ye gider, genel müdürün kapısını vurmadan içeri girer 11 Aralık 2010 günü bazı amiral eşleriyle ilgili belgelerin açığa çıktığına dair yapılan habere açıklık getirmesini isterdim. Bu haberdeki ima neydi, sorardım. Açıklasa da açıklamasa da o genel müdürü odadan dışarı çıkartır, resmen görevden alınıncaya kadar da o odanın kapısına bir bahriyeliyi nöbetçi diker, o adamın o odaya girmesini önlerdim.

 
“Lojmanlarda eroin zulası!”

Ben Jandarma genel Komutanı olsaydım eğer, gider İkitellideki Milliyet gazetesi genel yayın müdürünün odasına girer, bir kahve söylemesini isterdim. 14 Aralık 2010 günü birinci sayfadaki o sürmanşet haberin bir özür yazısı basılıncaya kadar görev yapamayacağını söylerdim. Hadi eyvallah deyip giderken de kendisine bir zarar gelmesin diye bir Jandarmayı koruma olarak kapısına bırakırdım.

 
“İki yıldır manşet yapılan balyoz ve darbe haberleri...”

Kara Kuvvetleri Komutanı beni yapsalardı, Silivri’de görülen bütün davaların oturumlarına her gün değişik bir generalimi dinleyici olarak gönderirdim. Hem de üniformalı olarak… Her oturum sonrası olan biteni yazılı rapor etmesini ve raporunu Ankara’daki karargâh subaylarına göndermesini emrederdim.

 
“Hava Kuvvetleri'nde skandal: Havacı general sağlık raporu aksini söylemesine rağmen 'Tazminat' almak için uçmuş…”

Hava Kuvvetleri Komutanı olsaydım, bu haberi yazan gazeteye yazılı olarak haberin kaynağını sorardım. Karşılığı gelirse doğru yanıtı verir, karşılığı gelmez ise mahkemeye verirdim. Hava kuvvetlerinin başını belaya sokmayı istemezdim.

 
Ben Genelkurmay Başkanı olsaydım eğer, Kuvvet Komutanlarına bu davranışlarından dolayı yazılı takdirlerimi bildirirdim. Bu davranışlarda bulunmayan Kuvvet Komutanı varsa eğer görevi ihmal suçunu işlediği için yazılı savunmasını isterdim.

 
Ben Cumhurbaşkanı olsaydım, Kayseri Büyükşehir belediye başkanının evinde misafir olur, kahvelerimizi içerken de Türkiye Cumhuriyeti devletinin hallerini konuşurdum.

 
Eğer ben vatandaş olsaydım Türkiye’de, Türk Ordusunun onurunu ayaklar altına alanlardan ve onlardan hesap soramayanlardan -seçimlerde- hesap sorardım.

 
Cumhur UTKU


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI