SEÇİM VARSA ÇÖZÜM DE VARDIR!

Seçimlerde en önemli konu, parayla oy satınalmayı engellemek ve sandığı ve sayımı kontrol etmektir.

Mustafa Kemal Atatürk Silivri'de esir alınmıştır. Sonraları kimin esiri olacağını bilen aklı başında hiç kimse, bir siyasal parti yönetimi inayetiyle Silivri zindanından çıkmak istemez. Bu konunun başlangıcı güncel ve duygusal bir görüştür. Silivri'deki Kemalist'leri önce çıkartıp sonra da APO belasını salıvermeyi hiçbir vatansever istemez. Dışarıdakiler belki değil ama içerdekiler bu oyunun farkındadırlar...

Zaten antidemokratik olan seçim yasasına kıyasladığımızda şimdiki muhalefet partilerinin Haziran 2011 genel seçimlerini boykot ederek şimdiden sineyi millete dönmelerine kimse antidemokratik diyemez!
Sineyi millete dönmek, Akepe'den kurtulmanın en uygun ve  güzel bir çözüm tarzı gibi gözükürse de biraz ütopik...
Keşke her iki muhalif partiden de milletin sinesine dönecek, seçimlere katılmamayı isteyen yirmişer milletvekili olsa... Bunu yapacak olanlar gene muhalefet partilerinin delikanlı yöneticileri olacak ama birbirlerine bakıp duracaklar, önce sen, hayır önce sen diyerek... Hele gurup kararı almak biraz zor.
Sonra da gerçekçi değil deyip hazırlıksızca seçimlere girecekler. Solculuğu artık yitirilmiş mevcut Kürtçü parti mi? Böyle bir durumda onlar da hasar görür ve belki bırakırlar Kürtçülüğü...
 
Bir başka yol ise gündemde olan Silivri'dekileri kurtarmak yerine Silivri'yle birlikte Türkiye'yi kurtarmak daha gerçerli olabilir. Şöyle ki:
Hep birlikte (içerdeki tüm siyasetçiler, hocalar ve askerler dâhil kim varsa, evet kim varsa...) bağımsız aday olmaları. Aday oldukları yerlerde CHP ve MHP’nin aday göstermemesi koşuluyla ayrım göstermeden hepsinin Silivri’den TBMM’ne girmelerini sağlamak, olağanüstü güzel bir şey olur!

Günlük siyasetin dışında, vatandaş gözüyle bakıldığında Akepe'nin önümüzdeki seçimde silinmesinin demokratik yolları çoktur. Ama bizde bu işi yapacak yürekli ve özgür siyaset adamları yok değil vardır ama hep kenarda köşededir. Şu sıralarda öne çıkan deneyimli ya da deneyimsiz siyasal önderlerin  hiçbirinde bu özellikler yoktur.
Olmayınca da iş başa düşer ve halk birşeyler yapar.
Ancak yanılmamak gerekir. Ne bizim Kızılırmak Mısır'ın Nil'ine, ne bizim Boğazlar Mısır'ın Süveyş'ine ve ne de sokaklarımız onların sokaklarına benzer...
Fukaralığımız bile benzemez Araplara, herkes bilir bunu.

Cumhur UTKU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI