İNSİYATİF (EGEMENLİK) KİMDE?



Haber, dünkünden beter!

"Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Dolapdere köyü yakınlarında meydana gelen 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı, 7 PKK'lının ölü ele geçirildiği çatışmayı uluslararası platforma taşıdı. Olayın bir bütün olarak araştırılmasını isteyen BDP, Türkiye'nin üyesi olduğu NATO ve Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurdu. BDP Genel Başkanı Hamit Geylani, "Diyarbakır'da PKK'lılar tarafından askerlere pusu kuruldu iddialarının oluş biçimi ve sonrasında yaşanan tüm sürecin ayrıntılı olarak uydu görüntüleri ile dünya kamuoyu ile paylaşılması için hukukçularımız NATO ve Birleşmiş Milleter'e başvurmuştur" dedi."

İnsiyatif kimde?
Şimdilik PKK'nın hukukçularında... Türkiye Cumhuriyetinin hukukçuları nerede ve neyle meşguller, millet bilmekte. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetenler, hepimizin bildiği yılanların, çiyanların cirit attığı kalleş savaşta insiyatifin devamlı karşı tarafta olduğunu görseydi, bu savaş çoktan bitmişti.

Kabahati Demirel'e, Özal'a, Ecevit, Mesut Yılmaz, Bahçeli ve hatta Recep Tayyib'e atmak, abesle iştigal etmektir artık... Efendim askerler ikaz etmişti, MGK'da raporlar başbakanlığa gönderilmişti falan... Bunları geçelim. Millet nerdeydi, millet? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen millet? Bu zatı şahanelerini millet başımıza getirmedi mi? Yok 12 Eylülmüş, yok Evren cezalandırılmalıymış, yok askeri vesayetmiş, yok yeni anayasaymış derken geldik bu duruma...
Kim suçlu, kimler görevini yapmadı, kim kimi nasıl ikaz etmişti bunları da geçelim... Geçelim çünkü hesap soracak ne zamanımız kaldı ne de gücümüz... Askerler, emeklileri, akıllı akademisyenler hep konuşmuşlardı... Bitti artık, bitti!

Ne olacak şimdi?
Bu soruya yanıt bulan devlet, devlettir!
Bu sorunun yanıtını kamuoyuna iyi yansıtabilen devlet kazanır. Yansıtamazsanız sokak çatışmalarını önlemek için vur emri vermek zorunda kalırsınız ve memleketi devlet kana bulamış olur.
NATO ve Birleşmiş Milletlere başvuranlar, artık "gelin bölün bizi, biz kendimiz bölünemiyoruz" demek istemektedirler.

Bunlar çoktandır satın aldıkları yöre çocuklarıyla kurduklarını zannettikleri palikarya ordusu ile bu işin olamayacağını öğrenmişlerdir. Hiç yoktan kendilerine bir millet yaratabilmişler, o milletin başına geçebilmişler ve şimdi de o milletin uluslararası meydanlarda meşruluğunu sağlamakla meşguller.

ABD Dışişleri bakanının önünde kıvırtan bir dış işleri bakanıyla, tarikata teslim olmuş yeni ya da eski iç işleri bakanıyla, sınıf arkadaşları, silah arkadaşları hapsedilmiş, 40 generali tutuklanmış, 13 askeri tek bir çatışmada şehit düşmüş ve şaşırmış kalmış bir Genelkurmay Başkanıyla ve kendini vazgeçilmez zanneden, memleketin geleceğini düşünmeyip uçuk kaçık projeleri kamuoyuna dayatan, dayatma becerisi olan, memleketin her köşesini satıp milletin geleceğini ipotek altına alan bir boşbakanla buraya kadar...

İnsiyatif kimde?
Söyledik, bir kez daha ve son kez söyleyelim: İnsiyatif, taktik ve oparatif alanda karşı cephede yani Türkiye düşmanlarındadır!

Stratejik alanda ise insiyatif, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tedir henüz! İnsiyatifli (Egemen) millet, vatansever askerleri ve akıllı sivilleri bulup çıkartan, önder yapan insan topluluklarına denir... İnsiyatifli halk, bir pazar günü bayrağını eline alıp üç büyük kentin meydanında "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi!" diye bağıran az kalabalıktan ibaret değildir.

İnsiyatif, işçisi, köylüsü, memuru, çalışanı ve çalışmayanıyla "Ya istiklal, ya ölüm!" diye bağırabilen milletin olmalıdır. Ne yazık ki bu insiyatifi ele geçirebilecek bir millet yoktur, bu gidişle de olmayacaktır. Bunu diyenlere de millet düşmanı yaftası yapıştıranlar haklı olduklarını sanmaktadırlar.
Bu gün insiyatif düşmandadır. Onun işbirlikçileri ise bu insiyatifi kullanmak ve uluslararası meydanda salınmak istemektedir.
Duyurulur.

Cumhur UTKU


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI