GÜNDEMİN DELİRTTİKLERİ

Aşağıdakiler son bir ayın gündemini yaratanlara, muhalefet etmek yerine iktidarın kendilerine muhalefet etmesine sesini çıkartamayanlara, hala suçsuz ve sessizce siyasal Silivri zindanlarında ölümü bekleyenlere aptal aptal bakanlara, delirdiğim zamanlar içimden söylenmelerimdir.

“Bundan sonra varsa bir babayiğit... Darbe yapmayı aklından geçirsin bakalım...”
Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı (imiş) demiş ve belki de ‘Benim aklımdan geçiyor ne olacak şimdi?’ diyenleri tespite girişmiş…
Bir adam ki, yalancılık yapmayı sürdürür, bir siyasetçi ki, tahriklerinin boyutu derin ve geniş cepheleşmeler yaratır ve bir Müslüman ki, fesat üretmeyi sanat haline getirir, artık onun geçmişimizle, günümüzle ve geleceğimizle ilgisinin kalmaması gerekir.
***
Cumhuriyet devrimini yıkmak isteyenleri gene Mustafa Kemal Atatürk yok edecektir. Bize çocukluğumuzdan beri “O ölmedi!” demelerinin nedenidir bu…
***
“Ey devrimlerden özür bekleyenler, çıktığınız karşıdevrim sahnesinde gülünçsünüz! Kıralların ve senyörlerin soytarılarısınız! Demokratlık tasladığınız her yerde sahtekarsınız! Çünkü demokrasi ve cumhuriyet, dünyanın her yerinde, sizin özür talep ettiğiniz devrimci eylemlerle gerçekleştirilmiştir. Devrim, siyasal eylem olarak karşıdevrimin ezilmesi ve tasfiye edilmesinden başka bir şey değildir. Devrimin özrü olur mu? Devrim, hiç özür diler mi? ” (Doğu Perinçek)
***
Mustafa Kemal neden apoletlerini Erzurum'da bırakmıştı? İstiklal mahkemeleri neden kurulmuştu? Eski adıyla Dersim'i yeni ve 80 yıllık pırıltılı adıyla Tunceli’yi incelemeye alanlar, önce buralardan başlamalıdır. Bizi kuş beyinli, balık hafızalı mı sandılar!
***
“Hassiktir!” demek, siyasal terimlerimizden oldu. Kürtçü belediye başkanı başlatmıştı, lüpçü meclis başkan vekili devam ettirdi... Hayırlara vesile olsun.

***
“Yüksek bir mevkiye yerleşen alçak bir kişiden daha kötü bir şey olamaz.”
Claudianus (Sanki M.Metiner denen soytarının sözleri üzerine söylemiş...)
***
“Savaş propagandası yapıldığında tüm bağırış, yalanlar ve nefret, o savaşmayacaklardan gelir.” George Orwell (Suriye’deki mezhepleri birbirine kışkırtıp Amerika’nın dediklerini harfiyen yapanları alkışlayanlara…)
***
“Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.” John Arbuthnot
Akepe ise yağmaladıklarını yutarken boğulacaktır....
***
“Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen çöpünü oraya bırakır ve çok kısa sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırtırım.”
Buna kırık cam teorisi diyorlarmış… Bu teorinin sahibi de bir Amerikalı; “Olumsuzluklarla mücadeleyi nasıl başardınız?” sorusuna New York valisi Guiliani’nin yanıtı...
***
Otuz bir yıl subaylık yaptım Türk ordusunda, ancak tek bir vicdani retçiye rastladım... O da ermeni olduğunu saklamayan cesur bir çocuktu ve tarihin çarpıtılmış şekline inandığı için askerlik yapmak istemiyordu. Yani askere geldiği ordu ermeni ordusu olsaydı askerlik yapardı... Sağlık nedenleriyle rapor aldırıp terhis ettiydik...
***
Türk generallerini çok önceden bozmuşlardı... Son üç yıldır Silivri'de Türk subaylarını bozmaya çalışıyorlar... Şimdi sıra Mehmetçik'te; sözleşmeli erlik, bedelli askerlik ve vicdani retçilikle onu da bozuyorlar...
Atlantik ötesinden aldıkları iki sayfa dokuz maddelik yazılı emri ve Fethullah'ın şifahi emirlerini yerine getirerek Türk ordusunun içine ettiler!
***
Nüfus kağıtlarında eskiden askerlik hanesi vardı...
Şimdi olsaydı, bedelliler için yanına “Korktuğu için para verip askerlik yapmamıştır.” notu, vicdani retçinin nüfus cüzdanındaki o hanenin yanına ise “Vatan haini olduğu için askerlikten muaftır.” notu düşülebilirdi...
***
Sevgili Kaşif Kozinoğlu Silivri zindanında dün öldü... Vatan ve millet düşmanlarının gözü aydın! Kaşif'in yakınlarına ve silah arkadaşlarına baş sağlığı dileklerimi sunuyorum.
***
Bir yerde vicdanlar söndürülmüşse eğer, orada toplumsal hayat gitti gider...
Bir yerde hukuk öldürülmüşse eğer, birçok ciğerde yangınlar sürer...
***
Tayyibin takiyelerine her sinirlendiğinizde öbür odaya geçin ve ıslıkla en hoşlandığınız türküyü çalın, öneririm… Hemen eski halinizi alıyorsunuz. Ya da televizyon haberlerini üç kanaldan başka bir kanalda, gazete haberlerini de üç gazeteden başka gazetede sakın izlemeyin...
***
Mekke’deki Osmanlı mirası avlu süslemeleri kaldırılırsa Suudi Kırallığı’nı Allah affetmeyecektir…
***
“Yaşamın sırrı bilgili olmak değil harekete geçebilmektir.” Thomas Huxley

Altını çizdiğim Not: "Yazmak" denilen şu ukalalığı bıraktığımda memleket düzelmiş olacak.

Yorumlar

  1. Teşekkürler telgrafci
    Kalemine saglık

    YanıtlaSil
  2. yazılarınızı linkederseniz okumamız daha kolay olur .teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI