TAYYİP VE GÜNDEMİ

Tayyip yönetiminin Afrika macerasının nedenlerini anlatacak bir dış işleri bilgesi olsa da bilgilensek!
Herif Afrika'ya gözünü dikti… Biz sizin altınlarınız için gelmedik, insanlık ve kardeşlik için geldik demiş bilmem ne devletinin meclisinde...
Oğlum bak git!
Orta çağ sonrası Hristiyan ve İngiliz yayılmacı sermayedarlardan mı sanıyorsun yanında götürdüklerini?
Yemiyor bunları yenidünya düzeni!

Cemal Süreya'nın ölüm yıldönümüymüş... Şairler hiç ölür mü? Bakın, taaa 1966 yılında Harbiye iç bahçesinde ezberleyip arkadaşlarıma okuduğum şiirin tadı hala damağımda:
“Afrika dediğin bir garip kıta
El bilir âlem bilir
Ki şekli bozulmasın diye Akdeniz'in
Hâlâ eskisi gibi çizilir
Haritalarda...”

Hep ölüyorlar! Bazıları toprağın üstünde vatan savunmasında, bazıları toprağın altında ekmek savaşında... Boşbakan Tayyip ve etrafı Afrika'daki milletleri kurtarma seferinde! Millet ise sandık başına gittiğinde gene kendini adam yerine saymakta birinci...


***

Hürriyet ve diğerlerinin manşetlerine bakınız:
“Darbeyi Orgeneralin kalp ameliyatı önledi!”
Derinlemesine okumayan, resim ve manşetlerle idare eden yığınlar mesajı aldı bile... Ve görev tamam!
“Kesin kanaatimiz oluştuğu için bilirkişi heyeti istemedik!”
Özel Mahkeme Heyeti
(Biz sizleri zindanda öldürmek için emir aldık demenin hukuk diliyle söylenişidir)

Türkiye teröre yenildi! Hangi teröre? Apo ve Tayyip terörüne... Müsebbipleri kimler? Sebep olanların başında CHP ve MHP yöneticileri vardır. Sonra sözde sahte demokrasi oyunlarıyla seçilmiş son 10 yılın bütün milletvekilleri, Belediye Başkanları ve atanmış mülki erkânıdır!
Generaller de buna dâhildir!

 
Size son olarak gündemden bir mektup:
“Ülkemizde, son günlerde, terör sorununun çözümü ve Kürt sorunu ile ilgili önemli bazı gelişmeler yaşanıyor. Sürecin seyrini objektif biçimde izlemek ve özgürce yorumlamak temel işlevimiz olmakla birlikte, ülkemizin menfaatleri açısından yüksek derecede sorumlu bir yayıncılık çizgisi izlemek de görevimizdir.
Bu bakımdan, bu süreç boyunca, barış dilini korumaya, süreci, olumsuz etkileyebilecek çatışmacı yaklaşımlardan kaçınmaya özen göstermeliyiz. Söylemimizi, sözcüklerimizi seçerken, yaratacağı algıyı göz önüne alarak hareket etmeliyiz.
Hepinizin, gazetecilik ilkeleriyle birlikte, yüksek sorumluluk içinde hareket edeceğinize güvenim tamdır.”
Ben patronsam benim kılıcımı sallayacaksınız. Dün aşağıdan yukarı salladığınız kılıcı bu gün sağdan sola sallayın... Yoksa kılıcınızı ( kaleminizi) alırım elinizden diyor yukarıdaki mektubu yazan Aydın Doğan.

Mektubu alan yazıcılarda sessizlik… Ne sessizliği, bir büyük kısmı alkışladı bile…


Vah Türkiye!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI