İBRADI; BİLGELER KÖYÜ!

Yazan: -
‘TRT Nağme’ dinlerler de, arada verilen hükümet yanlısı haberlere dudak bükerler, gülerler…
“Anlattıklarınızın hepsi doğru ve bu doğruları biz burada toplanmış olanlar yıllardır biliyoruz. 1700’lerde Jean Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi kuramını yazdıktan sonra söylenenlerin, yazılanların tümü hikâyedir ve ondan mülhemdir. Bu topraklarda yaşayan insanlar, kimin ne olduğunu iktidardan ve muhalefetten öğrenecek değildir. Yeter ki her seferinde olduğu gibi seçim denilen toplumsal yalana apansız yakalanmasın! O kadar uzak yollardan geldiniz, bize çare söyleyin çare!” derler…

Ve yüz yaşına gelmiş ‘genç’ bir emekli öğretmen cebinden çıkartıp Sevr Antlaşmasının metnini yüzünüze çarpmak için hazırdır.  “Duyurun bu kötülükleri yahu! Yok mu bunun yasası, anası, birleşmiş milletleri, insan hakları, oradaki kurulmuş yüce mahkemeler? Adamlar ormanımızı talan etmek için vilayet sınırlarını bir gecede değiştirip Antalya’ya bağlıyken toprağımızın mülki durumunu Konya’ya bağlayıverdiler. Kimsenin gıkı çıkmadıydı… Duyurun dünyaya, bunların ciğerlerimizi mahvettiğini, boğulduğumuzu, ölmekte olduğumuzu duyurun!”

Nedir çare sence hocam diye sorduğunuzda:
“Bunun formülünü ben sana söyleyem; Anayasa safsatasıynan, Mısır püskülüynen, Suriye’yi alevlendirmeylen, bu milleti uyuttum sananların karşısına çalışmaynan çıkılacak. Ama önce tümüyle, hepimiz ayağa kalkacağız. Sen ‘isyan’ de ben ona şiddete girmeden’ tepki’ diyeyim… Çalışmaynan adam olunur demedi miydi Gazi Paşa, aynen işte öyle… Namusumuza tasallut ettiler, savaşmıycaz mı? Nasıl savaşacağız? Çalışarak! Sandığa sahip çıkarak! İşgalci düşmana karşı savaştığımızdan bin kat fazla savaşarak yola gelir bu memleket. Çare bu!”

“Herkes safını belli edecek. Yok öyle ben iktidar partisine oy vermem deyip, sonradan çaresiz kaldım kardeş demek ve gene ona oy vermek! Mart ayında yapılacak yerel seçimlere gene ayni ‘sandık seçmen listeleriyle’ girmeye muhalefet partileri razı gelirse, bizim, hepimizin ertesi gün mezbahaya girdiğimiz gündür…”

Noktayı koyuyor İbradılı bilgeler:
“İyilikle çözülemeyen ‘yurt’ düğümünü, en sonunda yumruk aralar! Yoksa Çanakkale’ye gidip dönmeyen dedelerimiz günün birinde dönerler ve bütün bunların hesabını bize sorarlar!”


Cumhur UTKU

23 Ağustos 2013
İbradı, ADD, Muammer Aksoy Şb. Salonu

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

Yazan: -
Resim
Türk Ordusunun bozulmasına neden olan 15 Temmuz 2016 günü o utanılası olayları bizlere yaşatanlar hala siyasal hayatta ve devlet yönetimindedirler.  Bir askeri birlikte meydana gelen iyi veya kötü olayların tümünün tek sorumlusu o birliğin komutanıdır. O uğursuz zamanın sorumlusu olmalarına karşın, neden hala yedi yıldır RTE’nın yanında yetkili ve etkilidirler? 12 Eylül 2010'da tek adam rejimine uygun anayasa değişikliği referandumunu yaptılar ve kazandılar. Yetmedi, bir sahte kalkışma sonucu 15 Temmuz 2016'dan sonra bütün devleti ele geçirdiler ve Parti Devletini kurdular. Şimdi güvenliğimiz ve ekonomimiz, büyük meclisin değil, RTE’nin güvendiği kişilerin elinde. BAŞTAN AŞAĞI YALANDI Unutulur mu? Ölenler ölmüş, şaşkın manşetler atılmış, çöp arabaları kışla nizamiyelerini tıkamış, hainler mezarlığı kazılmış, talimatlı imamlar gece vakti sinir bozucu selalar okumuş, okumayanlar cezalandırılmış, gece mitingleri düzenlenmiş, anıtlar dikilmiş, bombalanmış mecliste yıkıntı müzesi aç
Read more »

TÜRK ORDUSU İÇİN ÇALIŞTAY

Yazan: -
Resim
15 Temmuz 2016 tarihi Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğiyle ilgili nasıl bir dönüm noktası kabul ediliyorsa, ayni tarih Türk Ordusu’nun geleceği için de bir kırılma noktasıdır.   Bu tarihten sonra bu büyük kurumun yapısı, genleri, gelenekleri ve disiplin anlayışı değiştirilmeye çalışılmıştır. Aslında Türk Ordusunun ilerlemeci ve değişimci komuta yapısı kendi içinde bu yeniden yapılanma sürecini bir esasa bağlamış, daha güçlü bir ordu için neler gerektiği konusunda çalışmalarını her zaman sürdürmüştü. Genelkurmay karargahında bir Stratejik Dönüşüm Dairesi vardı. Olan oldu. Çekilen bunca acıya, bunca geri gidişe ve kötülüklerin üzerinden bunca yıl geçmesine karşın, artık “en iyisini bulmak, güçlü orduyu yaratmak” başta siyaset kurumu olmak üzere herkesin görevi olmalıdır.   NE OLDU? O gün 104 asker hayatını kaybetti. TBMM’si bombalandı. Genelkurmay Başkanı esir alındı. Hemen ertesi gün aşağı yukarı bütün garnizon komutanları, mevcut generallerin yarısı dahil binlerce subay ve ast
Read more »

KIRK DÖRT YIL SONRA 12 EYLÜL DEĞERLENDİRMESİ

Yazan: -
Resim
Kendine Kemalist diyebilen tek gazete Cumhuriyet bile 12 Eylül’ün yıldönümünde  “12 Eylül Darbesi” ni şöyle değerlendiriyor: “1977 yılı sonunda, kendisine dayatılan 24 Ocak kararlarını uygulamakta ayak direyen Ecevit hükümeti, Sovyetleri gözetlemek için casus uçakların Türkiye’de uçuşuna izin verilmesi talebini reddetti.  Milli Maden Yasasının çıkarılmasının ardından ATAŞ Rafinerisi kamulaştırıldı. Darbe için gerekli koşullar hazırlanırken ara seçimde ağır bir yenilgi alan CHP, bunu güvensizlik sayarak iktidardan ayrılınca, darbenin hedefi olmaktan kurtuldu.” Görüyor musunuz ne kadar geniş ve kapsamlı bir öngörü? Darbe daha yıllar önceden planlamış bile. Planlayan Washington, planı uygulayanlar da Amerika Birleşik Devletleri’nin o gün bizim çocuklar dedikleri olsa gerek.  Lahavle! Hepsi bir hayalden ibaret ve hiçbirinin harekât planıyla ilgisi yok. Olayların saptırılması dilsiz tarih için çok kolaydır. Kenan Evren bunları hissettiği ve ölülerin konuşamayacağını bildiği için “Amerika”
Read more »