ANAYASA MAHKEMESİ ÖNÜNDEKİ NÖBETÇİLERE SELAM...
Gürültü… Duruşmaya ara verildi ve salon
birden gürültüye boğuldu. Hep böyle oluyor… Parmaklıklar arkasındaki
yakınlarıyla konuşabilmek için herkes bağırıyor. Kameralar da kayıtta hep. Salon sıcak. Eski kuvvet Komutanları önde,
kendi aralarında sohbetteler. Onların eşleri çocukları bu gün gelmemişler mi?
Seyircilerle tutukluları ayıran parmaklıkların iki yanı harala gürele. Kavruk jandarma
erleri, ayakta elleri arkada rahat vaziyette kalabalığın içinde sözüm ona
asayiş nöbetinde… Dinleyicilerin
çoğunluğu kadın… Çoğu tutukluların eşleri, kız çocukları…
Bir tutuklu elindeki zarfı jandarma erinin
yanından eşine uzatıyor. Karı ve koca dal gibi zayıf ikisi de… Kadının öğretmen
olduğu deminki arkadaşınla konuşmalarından belli de kocasının rütbesi yaşına
göre belli değil… Belki yarbay, belki albay… General olmadığı kasılmadığından
belli... Gözleriyle öptü karısını ve okusana dedi… Arka sıralara gitti kadın,
açtı zarfı, okumaya başladı... Tutuklu subayın gözleri hala karısını süzmekte…
Kadın ağlamaya başladı. Sözüm ona fark ettirmemeye çalışıyor etrafına. Demin
konuştuğu kadın arkadaşı yanına gelip “ağlamak yok ama..” dedi. Adam hala
kadına bakmakta…
Üç yargıç geldi, kürsüdeki yerlerine
oturmadan önce koltuklarına bıraktıkları yargıç cüppelerini giyerlerken şimdi
herkes yerine.. Kadın aceleyle katladı kâğıdı ve ağlamasının arasında
gülümseyerek dudaklarını büzdü ve bir öpücük gönderdi kocasına… Kocası kaptı
öpücüğü, döndü kalabalığın içine girdi ve sandalyesine otururken bir kez daha
kafasını çevirdi karısına gözleriyle bir öpücük daha gönderdi… Salona en son
savcı girdi. Gençten, tombulca biri… O da koltuğundaki cüppesini giyerken,
salondaki gürültü yavaşça söndü ve baş yargıç “Oturumu açıyorum!” dedi mikrofona… Devam etti:
“ Şafak Yürekli! Buyurun…”
“Sayın yargıç, avukatım olmadan savunma
yapmaya zorlanmam, adil yargılanma hakkımın ihlal edilmesidir. Geçen
duruşmaların birinde 70 yaşındaki bir sanığa ‘Senin ne anladığın önemli değil,
mahkemenin ne anladığı önemlidir.’ dediniz. Bu salonda bulunan tutuklu
sanıklardan birine ‘Hemen atlama!’ diyerek hakaret ettiniz. Bir başkasına ise
‘Konuşun, konuşun bunlar size geri dönecek!’ diyerek tehdit ettiniz… Sayın
heyet, sizler çoktan tarafsızlığınızı yitirdiniz! Diyeceklerim bundan
ibarettir!”
(Silemediğim izlenimlerden...)
Yorumlar
Yorum Gönder