15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

Türk Ordusunun bozulmasına neden olan 15 Temmuz 2016 günü o utanılası olayları bizlere yaşatanlar hala siyasal hayatta ve devlet yönetimindedirler. 

Bir askeri birlikte meydana gelen iyi veya kötü olayların tümünün tek sorumlusu o birliğin komutanıdır. O uğursuz zamanın sorumlusu olmalarına karşın, neden hala yedi yıldır RTE’nın yanında yetkili ve etkilidirler?

12 Eylül 2010'da tek adam rejimine uygun anayasa değişikliği referandumunu yaptılar ve kazandılar. Yetmedi, bir sahte kalkışma sonucu 15 Temmuz 2016'dan sonra bütün devleti ele geçirdiler ve Parti Devletini kurdular. Şimdi güvenliğimiz ve ekonomimiz, büyük meclisin değil, RTE’nin güvendiği kişilerin elinde.


BAŞTAN AŞAĞI YALANDI

Unutulur mu? Ölenler ölmüş, şaşkın manşetler atılmış, çöp arabaları kışla nizamiyelerini tıkamış, hainler mezarlığı kazılmış, talimatlı imamlar gece vakti sinir bozucu selalar okumuş, okumayanlar cezalandırılmış, gece mitingleri düzenlenmiş, anıtlar dikilmiş, bombalanmış mecliste yıkıntı müzesi açılmış, yasalar fütursuzca değişmiş ve yönetenler işlerine (!) daha güçlü bir şekilde sarılmıştı.


15 Temmuz baştan aşağıya yalan, yanlış ve sahte bir kalkışmaydı.

O gece sokaklara halkı kimlerin davet ettiğini, Boğaziçi köprüsüne, kışla nizamiyelerine, Ankara’da Genelkurmay'ın önüne (hatta içine), Emniyet Genel müdürlüğünün civarına ellerine Türk bayrakları verilerek gönderilenleri kimlerin organize ettiğini, kaynağı bilinmeyen silahları kimlerin dağıttığını, kaç kişiye gazi maaşı bağlandığını bilmek, hesap sormak hakkımız değil midir? 


Birilerinin gece saat onda gidişi kapatılmayıp gelişi kapatılan köprüye askeri öğrencileri gönderdiklerinde Komutanların nerede, hangi düğünde, hangi muhabbette oluklarını bilmek hakkımız değil midir?  


İhtilal yapıyoruz diye bir subayı beş askerle özel televizyon stüdyolarına kimlerin gönderdiğini, kimlerin 40 polisi topluca uyurken öldürün emrini verdiğini, kimlerin meclisi bombalayın ama saraya ellemeyin dediğini, Kuvvet Komutanlıklarından  Tugay seviyesindeki bütün komutanlıklarda, gemilerde, uçaklarda o gece alarm verilip verilmediğini, sonradan hangi subayların neden ve nasıl birbirlerine düştüklerini, polisleri kışlalara sokup kimlerin ordu bozduğunu ve bunlara benzer daha bir sürü şeyi öğrenmenin zamanı gelmedi mi?


GERÇEKLER ORTAYA ÇIKMALIDIR

Sarı öküz ne zaman verilmişti?

İki tuğgeneral dışında hiç kimse istifa etmemiş, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi üniformasını çıkartarak siyasete atılma cesaretinde bulunmamışlardı. Suçluyduk, sözümüz dinlenmediği halde o şanlı üniformayı giymeye devam ettiğimiz için suçluyduk. Fethullah örgütü yıllardır ordu içine girmişti. Bunu Balyoz ve Ergenekon davalarında görmüştük.  


Ayaklanan subayları kendileri terfi ettirip o mevkilere getirmişlerdi. Zamanın Cumhuriyetçi ve Kemalist generallerini, subaylarını ve astsubaylarını Fethullah’ı dinleyip zindanlara attıranlar AKP hükumetleri ve reisleri değil miydi?


Ordu içine sızan Fethullahçıların organize ettiği ve aklı başındaki çoğunluk olan Kemalist general, subay ve astsubayların katılmayarak önlendiği, bu kanlı girişim sonrasını demokrasi bayramı ilan etmek, saçmalık değil midir?  Bu hain olayı bahane ederek OHAL ilan edip özel kararnamelerle karşı düşüncede olanları hapislere atmak ve büyük çoğunluğu tehdit, şantaj ve korkutarak susturmak, bayram yapmayı mı gerektiriyordu?  


NELERİ KAYBETTİK?

MGK’nu değiştirip ulusal güvenliği liyakatsiz özel kadrolara bıraktılar. YAŞ’ı değiştirip Türk Ordusunda uzun yıllar deneyimlenen tayin ve terfi işlemlerini kendi ellerine aldılar. Orduda emir-komuta birliğini, harp yönetimi prensiplerini, Askeri Hastaneleri, Harp Akademilerini, Askeri Liseleri, Astsubay Okullarını iyileştirme (ıslah etme) becerileri olmadığı için kaldırarak Türk askeri kültür ve geleneklerini yok ettiler. 


Ters kelepçeyle polislerin eline bırakılan onlarca general ve amiralin ilk sorgu videolarını sosyal medyaya servis etmek, onların değil devletin omurgası olan Türk Ordusunun aşağılanmasıydı. Valilerin tutuklanan subayları elinde silah, sözde fırçalarken görüntülerini, genelkurmay karargahına giren kışkırtılmış güruhun videolarını kimler, niçin yayınlamıştı? 


Zorunlu olan köklü değişiklikler demokratik ortamlarda komisyonlarca, dünyadaki ve bizdeki coğrafi, sosyal, siyasal gelişmeler incelenerek yapılmalıydı. 15 Temmuz’la ilgili hazırlanmış ama yüce meclise sunulmamış araştırma komisyonu raporu bile kayıplara karıştı. Fethullah Gülen Amerika’da öldü ölecek ama hala Fethullahçılık bir tehdit unsuru olarak kullanılmakta.

Bütün bunlar, kısaca ordubozanlar unutulmamalıdır. 15 Temmuz'un nedenleri ve sonuçları tarih babaya teslim edilmeden önce ortaya çıkartılmalı, hesap verilmelidir. 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI