YETKİN AKIL

"Barış" kelimesi, gerçekten barışık bir dünyada yaşamak isteyen ama yaşam deneyimleri zayıf olan genç insanların kurtuluş sandığı bir kelimedir. Bu kelimeyle ajite edildikçe huzurlu bir toplumsal yaşam için kamuoyu oluşmaz.  "Ayrılıkçı terörün yanında değiliz" diyerek saçma sapan bildiriler yayınlamak da aydın olmak demek değildir.

Gelinen bu kanlı ve çözümsüz durumun genel sorumlusunun "Aksaraydaki tekadam" olduğunu söylüyorsak, en başta ve asıl sorumlusunun da "Katil Apo" olduğunu da söylemeliyiz.  Her ikisine fırsat yaratanların kimler olduğunu sormayı tarihe bırakıp, Türkler ve Kürtler beraberce geleceği kurmaya çalışmamız, Anadolu topraklarında yaşayacak gelecek kuşaklara karşı hepimizin sorumluluğudur. Kısaca kurtuluş, eşkıyadan, hırsızlardan, emperyal maşalardan ve vatansızlardan temizlenmemizdedir.

Bir sorunun çözülebilmesi "ortak akıl"la olur derler. Oysa o ortak aklı bulurken her kafadan bir ses çıkarak mevcut sorun iyice kör düğüm olabilir. Ortak Akıl değil "Yetkin Akıl" diyorlar sosyologlar artık. Yetkin kişilerin bir araya gelerek bir program dahilinde görüşme ve münakaşalar yaparak çözümü mevcut yönetime (yönetimlere) sunmak sorumluluğu... Kısaca biz hepimiz değil, içimizdeki yetkin kişilerin akıllarının toplamı yetkili kişileri zorlayacak.

Akreple yelkovanın ortaklığına muhalefeti, rengarenk kartları cebinizde taşıyıp önce sarı sonra kırmızıyı da çıkartsanız birini atabilirsiniz ancak. Diğeri oyunda kalır. Bir yanda kindar, dindar ve eski kafalı yönetim, diğer yanda günlük yaşayan, akılcı ve millici olmayan muhalifler.

Güzel bir bahçede güçlükle nefes alarak yaşamaya çalışıyoruz. Bir siyasi partiyi destekleyenler kendini milliyetçi sanıyor, diğerini destekleyenler kendini halkçı, bir diğerini destekleyenler ise sanki toplumcu... Oysa bu partilerin örgütlerindeki yöneticileri bu kavramlardan o kadar uzak ki! Bütün sorun burada düğümlendiği için düğümü kendimiz çözmek ve örgütlenmek yerine, hep bir Atatürk, hep bir Büyük İskender bekledik durduk bu canına yandığım topraklarda.

Örneğin Türk Ordusu'nun önümüzdeki 50 yıl için teşkilat, malzeme ve kadrosunu ortak akıl değil "yetkin akıl" düşünecek ve sunacak.

Kürt gailesinde de öyle. (Gaile sorun değildir) Şunu, şunu yapmak gerekir denilecek ve yetkin akıl, yetkiyi tek adama ya da saraya bırakmayacak. Yoksa saray gidip tatlıcılara, şarkıcı ve türkücülere danışmayı ortak akıl belliyor.

Düşünceleri bulamaç yapıp çözüm aradığımızı zannetmekten vaz geçip, ortak akıl kavramını çöpe atıp yetkin akılla hareket etmeyi bilmeliyiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

TÜRK ORDUSU İÇİN ÇALIŞTAY

KIRK DÖRT YIL SONRA 12 EYLÜL DEĞERLENDİRMESİ