Harbiyelilik

Harp Okuluna Kuleli’den, Erzincan’dan, sivilden gelen herkes eşitti. 
Gençliğimize HARBİYE aşısı yapılmış, ölümsüz silah arkadaşlığı filizlenmişti. 
Bu dostluktan, kardeşlikten öte bir şeydi. Askeri liselerin ruhundan gelip iki yıl içinde bizi birbirimize bağlayan o eşitlik çok güzel bir kardeşlikti!

Bize bu duygu ve düşünceleri verenler, çoktan beyaz atlarına binip gittiler. Onlara uğurlar olsun. 
Ne ki, biz de tek tek bazen seyrek bazen dirsek temasında gitmeye başladık. 
Neydik ne olduk? “Eşitler içinde eşittik.” Memleketin her yerinden gelmiş seçme eşitlerdik. 
Sonra çalışkanlık, hırs, görev bilinci ve askerliğin, komutanlığın diğer özellikleri girdi devreye. Kimimiz erkenden emekli oldu, kimimiz kadrosuzluğu bekledi, kimimiz general oldu. Ama kaç yaşında olursak olalım üniformamızı çıkartırken biraz da derimizin soyulduğunu hissettik. 

Hiçbir meslekte olmayan bir duyguydu bu. Hiçbir meslekte olmayan bu eşitlik bedenlerimizi de sonunda eşit kıldı. Zaten yaşadıklarımız bir mesleğin gerekleri değildi ki... 
Şimdi hepimizde aynı göbek, aynı göz altı torbaları ve aynı lumbago ağrıları var. Prostat, kanser, kalp ağrılarımız aynı artık. Hayat gailesinde ve askerlik yaşamında bu eşitlik bozuldu sanıyorsunuz değil mi? 
Hayır, eşitliğimiz birliğimiz, beraberliğimiz çok az bile olsa bozulmadı. Bozamadılar, bozamayacaklar... 

İçimizdeki eşitlikle büyüdüğümüz ve yaşadığımız için şimdi gene eşitiz. Erken ayrılan arkadaşlarımız da general olan arkadaşlarımız da bizdendi, biz de onlardandık. Birbirimize serzenişlerimizi çabuk unuturuz biz. Çünkü aynı toprağın aynı silahın aynı bayrağın eşit askerleriyiz. 
Kimse kimseye küsüp darılmadı, darılamaz. Silah arkadaşlarımızın acıları acılarımız, sevinçleri sevinçlerimiz oldu. Eşittik. Biz onurlu ve gururlu Harbiyeliydik. 

Bizi o güzel “eşitlik” bu günlere getirdi. O güzel eşitlik bize vatan sevgisini, devlet saygısını, arkadaşlık harcını verdi. Hiçbir zaman biz herkes kendi yoluna demedik. 

Şimdi ağlıyoruz aramızdan tek tek ayrılan eşitlerimize. Lütfen eksilmeden devam edelim, dostça devam edelim, eşitçe devam edelim. Buna ihtiyacımız var. Buna memleketimizin de ihtiyacı var.

Hasretle selamlıyorum.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI