PERİNÇEK ANCAK ŞİMDİ Mİ?

Cumhuriyet gazetesine günaydın!

Gazete okurları, İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in fotoğrafını birinci sayfanın üstünde beş yıldır ancak görebiliyor. Duygudaş okurlar, başka gazetelerde gördüklerini kendi gazetelerinde görmezlerse bunun sorgusunu hemen yaparlar. Ayrıca habercilikte ilginç bir olayın duyurulması ise zorunludur. Sözünü ettiğimiz haber bu kuraldan kaynaklanan bir haberdir.

Bir siyasal kişinin duruşma salonundaki savunma konuşmalarında suç unsurlarını bulup, çıkartmak ve ona asıl dava dışında 24 yıl hapis cezası vermek ilginçtir. Tamam!

Peki, bir siyasal parti önderinin tam beş yıldır tutuklu bulundurulmasına tepkisiz kalınması daha ilginç değil midir? İki gazeteci hücrede diye yürüyüşler düzenleyenlerin, benzer davalarda içerde olanlardan 12 kişinin aylardır hücreye çekildiklerini akıllarına getirmemeleri ilginç değil midir? İşçi Partisi’nin bütün yöneticileri ya tutuklanmış ya da dışarıda susmaları için önlemler alınmışsa bu ilginç değil midir? Hal böyleyken, partiyi destekleyen dergiler, kitaplar, gazeteler, televizyon ekranları dipdiri ve ışık saçmaktadır. Bu da mı ilginç değildir? Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ağzına almaktan korkan muhteremler memleketin bütün kalelerini işgal etmişken, İP İlçe örgütü bürolarının alçakgönüllü kitaplık raflarındaki “Atatürk’ün Bütün Eserleri”nin partililerce ödünç alınarak sırayla okunması ilginç değil midir?

İlginç olan o kadar çok konu var ki İşçi Partisinde, Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfa düzenini yaratan arkadaşa öneririm; İP’i izlemek bir gazetecilik gereğidir. İlk sayfa başlığına İşçi Partisini yaklaştırmak için bir beş yıl daha yatmak mı gerek? Doğu Perinçek ve İşçi Partililer bunu hak etmiyorlar.

Tarafsızlıkta ısrarlı olmak, yerinde saymak bile değil geri geri gitmektir. Muharebe meydanında düşmanın yaptığı sis perdesi dağılmış, cepheler netleşmiştir. Ya yurtsever devrimcisin artık ya da küresel evrimci… Günümüz padişahının dediği gibi bitaraflık, berhava olmayı getirmektedir. Zarar ziyanı, zayiatı görmek için Cumhuriyet’in okur sayısını görmek yeterlidir.
Birinci sayfada dün gördüğümüz fotoğraflı Perinçek haberi, tarafsızlığın getirdiği okur sayısındaki düşüşe karşı bir önlem midir? Önlem, geçmişteki kırgınlıklar unutulup, kişisellik bırakılıp, birlikte hareket edildiğinde değerli ve etkin olur.
Bak birinci sayfa düzenleyicisi arkadaşım, dinle, ne diyor kelepçe… Ne diyor kelepçenin arkadaşı şair Hüseyin Haydar:
“Ben bir kelepçeyim, / Cesur değilim, ama korkak da sayılmam. / Vurdular beni fabrika bacasına. / Vurdular işçi nafakasına, esnaf kapısına, / Vurdular aydının düşüncesine, / Çevirdiler beni zalim kelepçesine.
Ulu günüm olacak o gün, / Vurulunca alçakların bileklerine... / Vurulunca hortumcunun, yağmacının, / Din baronunun nazik ellerine... / Ulu günüm olacak o gün, / Vurulunca saltanat gemisinin dümenine...”

Sana minnet, sana şükran ve sana vefa duymuyorum artık Cumhuriyet!



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI