BİZİM KUŞAK


Gaz lambasında başladık hayata, şimdi ölmeye yakın enterkonnekte (bağlaşımlı) dağıtım sistemiyle ışıklar içindeyiz gece gündüz. Enerji tükeniyor memlekette…

Telefon ahizesi ancak postane binalarındaydı ve iki gün önceden sıraya giriyorduk anamızla konuşmak için. Şimdi dağ başında kaybolursan, önce karını arayabilen cihaz cebinizde… Teknoloji ölmüyor…

Fotoğraf mutlaka stüdyoda çekilir, eğer dışarıda çekmişsen filim stüdyoda karta basılırdı. Şimdi o foto stüdyoları cep telefonu satıcılarına döndü… Sirkeci’deki fotoğraf makinası satan dükkânlar öldü.

Tahta sandalyeli bahçe sinemaları yerine büyük alışveriş merkezlerinde film seyrederken sevişilebilen beş kişilik cep sinemaları icat oldu. Ay çekirdeği çıtlatmak çoktan öldü…

Tost makinasını gördüğümüzde hayretten açık ağzımızı şapırdatırdık…  Lahmacunu 50 kuruşa yerdik, şimdi hamburgeri 5 liraya yiyoruz. Çorba içmenin ayıp olduğu bir memlekete döndük. Sofraları da öldürdük.

Esaslı iki şair vardı gençliğimizde, Nazım Hikmet ile Fazıl Hüsnü Dağlarca… Şimdi sürüsüne bereket… Bizden önce şiir öldü.

Çok sevdik eski müzikleri, eski İstanbul resimlerini, tozlu yolun sonundaki köyümüzü, ara sokaklardan gidilen mahallemizi… Nostalji öldü!

Paşa dediklerinde Allahtan sonrakine derlerdi, şimdi F Tipi mahkeme heyetinin karşısında esas duruşta durana diyorlar. Umut, vatansever general olanda… Ordu öldü!

Bizim kuşak gördü, geçirdi, öldürdü, öldürüldü… Yani çoktan öldü!

Şimdi gülümsemek ve gülmekten uzak köşemizde oturmaktayız.  Bedenlerimiz yaşlandı. Sağlıklı olmak zorundayız. Emekli aylığımızla yaşamayı becerebilmeliyiz. Eşimizin kıymetini bilmeliyiz. Her fırsatta eski dostlarımızla birlikte olmalıyız.

Hastalıklarımız bizi ürkütmesin. Her insanın doğup, yaşlanıp hastalandığını ve bir gün de öleceğini ve yaşamın yasasının böyle yazıldığını unutmamalıyız. Her gün hızla yaşlandığımıza göre bankadaki paranın önemi olmadığını, dünyada görmediğimiz yerleri görmenin önemli olacağını, okul arkadaşlarımızla birlikte olmanın önümüzdeki zamanı biraz daha tatlandıracağını bilmeliyiz.

Biz olduğundan biraz daha uzun yaşayabilmeliyiz!

Cumhur UTKU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

15 TEMMUZ, ORDUBOZAN GÜNÜ

28 ŞUBAT’IN BİNİNCİ YILINA DOĞRU

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI