Seferberlik ve Yetkiler
Yeni Seferberlik Yönetmeliği’nin üçüncü maddesinde şöyle yazıyor: “Bu Yönetmelik, 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanununun 19 uncu maddesi ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanununun 57’nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” Son maddesi ise “Bu Yönetmelik hükümlerini (Bakanlar Kurulu değil) Cumhurbaşkanı yürütür.” demektedir.
Almanya’nın siyasal
tarihinde 23 Mart 1933 günü kabul edilen beş maddelik bir Yetki Yasası ile Şansölye
Adolf Hitler'e parlamentonun müdahalesi olmaksızın, yasa çıkarma yetkisi tanınmıştı.
21 Nisan 2024 günkü resmi gazetede ilan edilen seferberlik tüzüğünün
kaldırılarak yönetmelik olarak güncellenmesi, haklı olarak Alman ordularının
Avusturya’ya girmesini ve Hitlerin dünya savaşı başlatmasını akla getirmiştir.
Yasalar, yönetmelikler
Devlet varsa o devletin
bir Seferberlik Yasası da olacaktır. Seferberlik, ülkenin ordusunu savaşa hazır
hale getirmek için daha önceden planlanan ve yapılan hazırlıkların yerine
getirilmesidir. Savaş hali ise seferberlik ilan edilip onaylandıktan sonraki
bütün ulusal güç unsurlarının savaşın kazanılması için içinde bulunulan haldir.
Her yasanın uygulama
esaslarını belirten bir tüzüğü ya da yönetmeliği vardır. Yasama organı yasayı
çıkartır yürütme (icra) organı da yönetmeliği saptar. Bu konudaki endişeler
yersizdir. Çünkü asıl endişe edilecek zaman geçmiştir. 2017 yılındaki Anayasa
değişikliği için yapılan halk oylaması sonucunda yasama ve yürütme birbirine
karıştırılarak bütün yetkiler Cumhurbaşkanına verilmiştir. Bizi cehenneme
götüren yoldaki taşların çok önceden döşendiğini ancak anlayabiliyoruz.
Bu durumda Cumhurbaşkanı “savaş
yetkisi aldı” diyerek tedirginlik duymamalıyız. Genel ya da kısmi
seferberliğe gerek duyulmadan güney sınırımızın ötesinde 2011’den beri savaşta
değil miyiz? “Genel kalkışma için önlem alıyor” demek de yersiz. 2013
yılından beri gezi eylemcileri hapiste değil mi? Kobani yargılamalarının
sonucunu yakın zamanda görmedik mi? Bakanlar Kurulundan çıkmış eski tüzüğün
yerine daha denetimsiz ve daha uygun olan yönetmelik çıkartılmıştır, hepsi bu.
Tüzük yerine yönetmelik
Yasanın emrettiğini
uygulama esaslarını yönetmelikler gösterir. Bizde 15 Temmuz’dan önce ikisinin
arasında ilgili bakanlıkların ilgili tüzükleri yürürlükteydi. O günlerde hepsi danıştay
denetiminden geçen tüzükler şimdi yok. Bakanlar var ama bakanlar kurulu yani Başbakan
yok, danıştay denetimi de yok. Onlar doğrudan icracı başkan olan
Cumhurbaşkanına bağlıdırlar ve yasa önerilerini ve yönetmelik esaslarını onun
emirleri doğrultusunda yaparlar. Bu durumda birer “sekreterlik”
konumundaki bakanlar, inisiyatiflerini yalnızca ilgili devlet birimlerinin
idari konularında uygulayabilirler. Uygulamada yasama ve yürütme erkleri Cumhurbaşkanlığında
toplanmıştır. Kanun hükmünde kararnameleri, TBMM’ne sunulan yasa önerilerini ve
yasa uygulanma esasları olan yönetmelikleri Cumhurbaşkanının emriyle
Cumhurbaşkanlığı daire başkanlıkları ve sekreterlikleri yapmaktadır.
Kuvvet Komutanlıklarından
ya da Genelkurmay Başkanlığından askerlik ya da seferberlikle ilgili bir öneri Başkomutana
yani Cumhurbaşkanına gitmeden önce MSB’lığının ilgili Genel Müdürlüklerinden
onay almadan geçmiyor. Bu koşullarda seferberlik ve savaş hali ilanı yetkisinin
bakanlar kurulundan ya da TBMM’den alınıp Cumhurbaşkanına verilmesi neyi
değiştirir ki? Türk Ordusu Personel Yasası Cumhurbaşkanının isteğine göre sık
sık değişmekte, emekli askerlerin yazıp konuşmaları bile engellenmek
istenmektedir.
Yurtsever, bilgili,
konusunda yeterli ve yetkin insanlar endişelerinde haklıdırlar ama asıl endişe
edilecek zaman çoktan geçmiştir. Yeni yasa yönetmelikler gelmektedir. Asıl korkunç
olan bütün bunlara alışmamız, alıştırılmamızdır.
Yorumlar
Yorum Gönder