Kayıtlar

Kayyım ve Bir Tehdit Değerlendirmesi

Biz “kayyum” mu “kayyım” mı diye sorarken, alçak aklın kaybettikçe siyaseti karıştırdığını, ekonomiyi ve diğer bozuklukları unutturmaya çalıştığını göremiyoruz. Yurttaşı kör etmeye çalışan kavramın yasalardaki adı kayyımdır. İşten el çektirilen ya da ölen bir kamu görevlisinin yerine başka bir görevlinin geçici olarak o kurumu yönetmeye yetkilendirilmesi demektir. Kürt halkının yarısından çok fazlası ülkenin batısında yaşıyor. Türk ve Kürt halkı arasında sosyal ve ekonomik açıdan sorun yoktur. Ayrıca doğuda yaşayanların tamamı da devlet yanlısıdır. Kürtler bölünmeyi asla kabul etmezler. İki yüz yıldır devam eden feodalizmi, devam eden fukaralığı kullananlar her iki tarafın siyaset ağalarıdır. 25 yıldır Kürt halkının bir şey istediği yokken “Kürt Sorunu” diye bir problem yaratılmıştır. Etnik renkliliğe sorun olarak baktığınızda PKK’nın mevcudiyetini emperyalizm haklı göstermeye devam eder. Bir belediye başkanı bunca hararetli milliyetçiliğin yaşandığı Türkiye’de bölücü terör örgü

KIRK DÖRT YIL SONRA 12 EYLÜL DEĞERLENDİRMESİ

Resim
Kendine Kemalist diyebilen tek gazete Cumhuriyet bile 12 Eylül’ün yıldönümünde  “12 Eylül Darbesi” ni şöyle değerlendiriyor: “1977 yılı sonunda, kendisine dayatılan 24 Ocak kararlarını uygulamakta ayak direyen Ecevit hükümeti, Sovyetleri gözetlemek için casus uçakların Türkiye’de uçuşuna izin verilmesi talebini reddetti.  Milli Maden Yasasının çıkarılmasının ardından ATAŞ Rafinerisi kamulaştırıldı. Darbe için gerekli koşullar hazırlanırken ara seçimde ağır bir yenilgi alan CHP, bunu güvensizlik sayarak iktidardan ayrılınca, darbenin hedefi olmaktan kurtuldu.” Görüyor musunuz ne kadar geniş ve kapsamlı bir öngörü? Darbe daha yıllar önceden planlamış bile. Planlayan Washington, planı uygulayanlar da Amerika Birleşik Devletleri’nin o gün bizim çocuklar dedikleri olsa gerek.  Lahavle! Hepsi bir hayalden ibaret ve hiçbirinin harekât planıyla ilgisi yok. Olayların saptırılması dilsiz tarih için çok kolaydır. Kenan Evren bunları hissettiği ve ölülerin konuşamayacağını bildiği için “Amerika”

HAYIRLI VE UĞURLU RÜTBELER OLSUN (Kendimi anlatmadım)

Resim
Çok güzel törenler yapardık. Bizim kuşakta rütbe takma törenleri, her yıl yapılan bir ritüeldi.  Teğmen rütbesini, Piyade Okulunda bir üst sınıf işaretini takıyormuşum gibi fazlaca heyecanlanmadan takmıştım.  Omuzlarıma takılan ve beni ilk kez duygulandıran rütbe, üsteğmen rütbesindeki ikinci yıldızdı. İslahiye’de havuz başında Komutanlarımız, biz sekiz arkadaşa rütbelerimizi taktıktan sonra, votkalı nar suyu ikram etmişlerdi. 1975 yılında Kıbrıs’ta, Tümendeki rütbe törenine bir bahane uydurarak gitmemiş, uğur getirir diye beş kilometre teçhizatlı koşu eğitiminde bölüğün ön sırasında koşarken, iki çavuşuma taktırmıştım üçüncü yıldızımı. Biriyle hala görüşürüm. Eğitim elbisesi apoletindeki rütbe işaretleri, kumaş üzerinde siyah örme yıldızlardandı. Binbaşı rütbemi gene Kıbrıs’ta taktım. Yıl 1983’tü ve kucağımdaki iki yaşındaki oğlum, bir numaralı üniformamın omuzlarına takılan kokardı beğenmeyip iki dakikada kopartıp atmıştı. Yarbaylık yıldızını Keşan’da sağ omzuma karım, sol omzuma Tüm

TÜRK ORDUSU İÇİN ÇALIŞTAY

Resim
15 Temmuz 2016 tarihi Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğiyle ilgili nasıl bir dönüm noktası kabul ediliyorsa, ayni tarih Türk Ordusu’nun geleceği için de bir kırılma noktasıdır.   Bu tarihten sonra bu büyük kurumun yapısı, genleri, gelenekleri ve disiplin anlayışı değiştirilmeye çalışılmıştır. Aslında Türk Ordusunun ilerlemeci ve değişimci komuta yapısı kendi içinde bu yeniden yapılanma sürecini bir esasa bağlamış, daha güçlü bir ordu için neler gerektiği konusunda çalışmalarını her zaman sürdürmüştü. Genelkurmay karargahında bir Stratejik Dönüşüm Dairesi vardı. Olan oldu. Çekilen bunca acıya, bunca geri gidişe ve kötülüklerin üzerinden bunca yıl geçmesine karşın, artık “en iyisini bulmak, güçlü orduyu yaratmak” başta siyaset kurumu olmak üzere herkesin görevi olmalıdır.   NE OLDU? O gün 104 asker hayatını kaybetti. TBMM’si bombalandı. Genelkurmay Başkanı esir alındı. Hemen ertesi gün aşağı yukarı bütün garnizon komutanları, mevcut generallerin yarısı dahil binlerce subay ve ast

Seferberlik ve Yetkiler

Resim
Yeni Seferberlik Yönetmeliği’nin üçüncü maddesinde şöyle yazıyor: “Bu Yönetmelik, 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanununun 19 uncu maddesi ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanununun 57’nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” Son maddesi ise “Bu Yönetmelik hükümlerini (Bakanlar Kurulu değil) Cumhurbaşkanı yürütür.” demektedir.   Almanya’nın siyasal tarihinde 23 Mart 1933 günü kabul edilen beş maddelik bir Yetki Yasası ile Şansölye Adolf Hitler'e parlamentonun müdahalesi olmaksızın, yasa çıkarma yetkisi tanınmıştı. 21 Nisan 2024 günkü resmi gazetede ilan edilen seferberlik tüzüğünün kaldırılarak yönetmelik olarak güncellenmesi, haklı olarak Alman ordularının Avusturya’ya girmesini ve Hitlerin dünya savaşı başlatmasını akla getirmiştir.   Yasalar, yönetmelikler Devlet varsa o devletin bir Seferberlik Yasası da olacaktır. Seferberlik, ülkenin ordusunu savaşa hazır hale getirmek için daha önceden planlanan ve yapılan hazırlıkların

COĞRAFYA, ETNOGRAFYA, ÜTOPYA VE YARINKİ SEÇİM

Resim
  Yarın seçim var. Her yıl seçim olması, her seferinde seçemediğimizden ya da seçmeyi çok sevdiğimizden kaynaklanıyor. Seçiyor muyuz, seçemiyor muyuz bilmiyorum ama seçenin de seçilenin de seçimler hep hoşuna gidiyor. Bence bu olayın doğrudan ya da dolaylı demokrasiyle falan pek ilgisi yok. Seçemiyoruz da seçilemiyoruz da boşu boşuna masraf yapıp duruyoruz. Yetmiş yedi yıllık yaşamımda nice seçimler gördüm. (77’yi sanki çok bir görmüş geçirmişlik gibi söyledim. Oysa 777 yıllık devletler hala genç ve taze duruyor bu dünyada) İlk kez sandığı Bingöl’de görmüştüm. 1961 Anayasasının halk oylamasıydı. 14 yaşındaydım, muhafızı olarak annemle sandığın olduğu okula oy kullanmaya gitmiştik. Babam bir başka okulda sandık görevlisiydi. İlk okul öğretmeni olan anneme, eve gitmeyi beklemeden evet mi hayır mı kullandığını sınıfın kapısında, hemen sormuştum. Oy gizlidir diye terslemişti. Üzülmüştüm. Çok sonraları etraf duysun diye öyle yanıtladığını söylemişti. Bingöl’deki bu seçim aklı başımda ilk

SADAKA KÜLTÜRÜNE KARŞI SANDIK İTTİFAKI

Resim
Devletin temel niteliklerinden olan sosyal devlet anlayışı, herkesin adaletli ve özgürce yaşayarak bir iş sahibi olması ve alın terinin karşılığını alması esasına dayanır.   Vatandaşın işini koruyan, emeğini kollayan, her çeşit sermaye gücünün toplumun kurumsal yapılarını ele geçirmesini engelleyen devlet, sosyal devlettir. Sosyal devlet kavramı , İslamcı ve Türkçü yönetimlerin iş başında olduğu son 25 yılda başka bir niteliğe evrilmiştir. Bu yönetimler sosyal devlet anlayışını sosyal yardıma çevirmişler, devlet bütçesinden ve kamu parasından sadaka dağıtıp işsiz, güçsüzleri yüreklendirerek onların oylarını almışlardır. İslam dinine ait olan sadaka kültürünü rüşvet dağıtma şekline dönüştürmüşlerdir. Sözde sosyal yardımlarla oy toplamanın en büyük zararı, insanların sadakayı ve kayırmayı hak zannetme alışkanlığı olmuştur. Bu kültürel değişim son 15 yıldır yerel yönetimlere de bulaşmış, belediyeyi ele geçirmek isteyen yerel siyasal parti yöneticileri, seçimden önce büyük gürültüler,